Yaşlılık

Yaşlılık dediğin aniden gelir,
Gelir de insanı bırakır darda.
Kendiyle beraber neler getirir,
Sokar her yanını onulmaz derde.
Laflar toparlanmaz olur ağzında,
Cümleler de anlaşılmaz sözünde,
Fer bile bırakmaz tutan dizinde,
Büker belini de, kalırsın orda.
Kulakların duymaz, yanlış anlarsın,
Üstüne gülene; kızar, ünlersin,
Bazen olur gizli-gizli inlersin,
Eşkare etmezsin, tutarsın sırda.
Seni artık pek galeye almazlar,
İstediğin her yere de salmazlar,
Sen “gel” desen bile, kolay gelmezler,
Çoktan razı olun böylece yurda.
Sokakta, çarşıda dalga geçerler,
Yaptığın her şeyi ölçer, biçerler,
Sana seçtirmezler, onlar seçerler,
Aldığın canına değmez pazarda.
İş yapmak istersin Nuh’suz, Ahmet’siz,
”Kolay oldu” dersin zarsız-zahmetsiz,
Çıkan eser senin olur töhmetsiz,
Az sonra kırılır, bölünür dörde.
Elindeki şeyi bir düşür hele!
Uğraşıp durursun, gelmez ki ele,
Üstünü başını yusalar bile,
Kendin yıkanamaz, kalırsın kirde.
Gençlik hayalleri kurar, çağlarsın,
Elin titrer, çay dökülür dağlarsın,
Bazen olur gizli-gizli ağlarsın,
Kalkamaz kalırsın olduğun yerde.
Zaman, fark etmeden böylece gider,
İnşallah sevabın kefaret eder,
Beden Azrail’e ruhunu öder,
Tüm ışıklar söner, kapanır perde…
KORKUT, ne sonsun bu yolda, ne ilksin,
İstersin ki; dünya seninle çöksün,
Bir de baksalar ki; o gün sen yoksun,
Beki birkaç dostun sorar; “o nerde? ”
Yorumlar
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!
Yorum Yap
Hasan Korkut
Yazar
İlgili Yazılar


