Hiç mi yok?

Bu hadise daha çok su götürür,
Şu görünen dışın hiç mi içi yok?
Belli ki saltanat devri kurulmuş,
Baştaki kralın hiç mi taç’ı yok?
Kurumuş dereye köprü kurulmuş,
Deli Dumrul gibi başa durulmuş,
Geçmeyene kırk kez sopa vurulmuş,
Geçenden alınan hiç mi baç’ı yok?
Polis yakalamış elleri bağlı
Gördük ki; bazısı bakanın oğlu,
Kalanı kim bilir ne kadar tüğlü,
Bunların içinde hiç mi aç’ı yok?
Neyimiş efendim; falan, filanmış,
Yakalanan suçlu değil, planmış,
Söylenenin hepsi birer yalanmış,
Peki; bu yalanda; hiç mi açı yok?
Diyelim ki; bunlar birer oyun da;
Ne işi var yaftaların boyunda?
Hadi biz güdülen sağmal koyun da,
Sürünün içinde hiç mi koçu yok?
Komployu kuranlar yerli mi? El mi?
Estirdiği rüzgar; poyraz mı, yel mi?
Ne bileyim işte; kafası kel mi?
Bunların başında hiç mi saçı yok?
Gitti güzel yurdun bet-bereketi,
Bu olayın sonu belli ki; kötü,
Yılan zehirledi mis gibi sütü,
Kabı devirecek hiç mi keçi yok?
Bulunan paralar hep alın teri,
Gel de sen üzülme, gelmez ki geri,
Hakkı olan varıp, çıksın ileri,
Sırtına saracak hiç mi göçü yok?
KORKUT der ki; bilmem kimin tertibi,
Olayın gittiği yer; zıkkımın dibi.
Nasrettin Hoca'nın dediği gibi;
Yani; hırsızların hiç mi suçu yok?
Yorumlar
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!
Yorum Yap
Hasan Korkut
Yazar
İlgili Yazılar


